Gübre ve Kompost Üretiminde Kojenerasyon Uygulamaları
Halil Tolga İLÇİN (PHONUS ltd. Kompost ve çevre teknolojileri danışmanı & İzYaşam gönüllü ortak ve danışmanı)
Gübre ve Kompost Üretiminde Kojenerasyon Uygulamaları Makale Kojenerasyon
Halil Tolga İLÇİN (PHONUS ltd. Kompost ve çevre teknolojileri danışmanı & İzYaşam gönüllü ortak ve danışmanı)
İklim krizi baskısı altında ezilen Dünya, 2022 yılı içinde karşılaştığı küresel
ekonomik modelin değişmesine bağlı oluşan siyasi dalgalanmalar ile yeni bir
ekonomik şoka daha hazırlanıyor: Küresel Enerji Krizi! Yaklaşan kriz, enerjinin
kendisini gün geçtikçe pahalı kılan bir emtia haline getirmektedir. Sırf bu
nedenle kıt olan bu kaynağı verimli yönetmek zorunluluk haline gelmiştir. İklim
krizi, gıda krizi, hava-toprak ve su kirliliği ve enerji krizi derken
KOJENERASYON kavramı bize enerjiyi tüketmenin farklı ve en verimli formlarda
yöntemlerini sunmaktadır. Çünkü enerjiyi her seferinde yeniden üretmek
kaynakları hoyratça yok etmek olduğu gibi yarattığı atık emisyonları bakımından
da sürdürülemez seviyededir. Yazımızın tam da bu noktasında atık yönetimi, gübre
üretimi ve toprak organik karbonunu arttırıcı çalışmalar ile KOJENERASYON
teknolojilerinin kullanımı birbirlerine kuvvetle bağlıdır demek hepimizin
dikkatini çeker sanırım. Keyif l i okumalar dilerim… FAO -Birleşmiş Milletler
Gıda ve Tarım Örgütü 2019 yılında açıkladığı misyonunda, iklim değişikliği ile
mücadele için organik atıkların geri kazanılarak toprak organik karbonunu
arttırmak ve toprağın karbon yutağı olarak işlevini arttırmak gerektiğini
vurgulamıştır. Bu sayede sanayi devriminden beri atmosfere yayılan sera gazı
emisyonlarının toprak altında ve üstündeki biyokütle tarafından yutulabileceği
bilinmektedir.
Yine aynı misyonun küresel çalışmasında yayınladığı dünya topraklarının organik
karbon stok haritaları incelendiğinde toprak karbon kaynaklarının son 100 yıllık
sanayi devrimi sonrası kütle kaybını ve atmosferdeki CH4 metan ve CO2
karbondioksit gazlarının hammaddesi olan C karbon elementinin döngüsünün nasıl
bozulduğunu açık olarak göstermektedir. 1. www.soilgrids.org Kompost üretimi,
günümüzde son ürün gübre ya da toprak düzenleyici organik materyallerin
üretilmesi için kullanılan bir dizi metotlar olarak tanımlanabilir. Esas amaç
organik atığı yeniden bitkiler ve toprak canlıları için yarayışlı hale
getirmektir. Kullanılan teknikler ise aerobik ya da anaerobik koşullarda
mikroorganizmalar yardımı ile kontrollü çürütme sürecini yönetmemizi sağlar.
Tarihin ilk kayıtlarında M.Ö.
3000’lerde bugünkü Çin topraklarında hayvansal atıkların toprak altına gömülerek
iki sene kadar bekletildikten sonra gübreye dönüştürüldüğünü ve tarımda
kullanıldığını görüyoruz. Sonraki tarihsel süreçte ise kullanılan yöntemlerde
üretim süresini kısaltmak ve ürün kalitesini arttırmak üzerine farklı tekniklere
yönelinmiştir. Günümüzde namlu yığın yöntemi ile üretilen geleneksel vahşi
kompost bile geçmişin ileri teknolojisi olarak karşımıza çıkar. Çünkü aerobik
kompost üretiminin hem üretim süresini kısalttığı hem de açığa çıkardığı
ekzotermik enerji ile patojen mikroorganizmaları, yabancı ot ve böcek
larvalarını atıktan uzaklaştırdığı tespit edilmiş, son ürün gübrenin kalitesi
arttırılmıştır.
Günümüzde, artan nüfus ile doğru orantılı atık üretim hızımızda yükselmektedir.
Özellikle kentlerde ve sanayi bölgelerinde atığın üretim hızı ile geri kazanım
süresini eşitlemek atık yönetiminde kritik bir ihtiyaçtır. Bu minvalde atık
yönetim sektörü oluşan bu zorunlu kompost üretim hızını arttırma ihtiyacına
paralel yeni teknolojiler geliştirmiştir.
Yapılan çalışmalar göstermiştir ki kompost üretimi esnasında kullanılan seçilmiş
mikroorganizmalar ile harici ısı enerjisi, vahşi kompost üretimi esnasında açığa
çıkan ekzotermik enerjiyi taklit edebilmekte ve organik atığın bozunum süresi ve
hijyenizasyon etkinliğine pozitif katkı sağlamaktadır.
Günümüzde kullanılan kompost/gübre sistemlerinde katı yakıtlardan, doğal gaza,
atık ısı enerjilerinden, yenilebilir enerji kaynaklarına kadar birçok farklı
enerji kaynağı termal yağlar ya da sular kullanılarak taşınan ısı, gübre
üretiminin farklı aşamalarında kullanmaktadır. Yazımızın başında vurguladığımız
üzere enerji maliyetleri yüksek olduğu için kullanımında verimlilik arttırmak
için farklı bir bakış açısına ihtiyacımız var. Bilindiği üzere akışkanlar ısı
iletiminde son derece yaygın kullanılan araçlardır. Ancak yoğunlukları ve kapalı
devre çalışmaları nedeni ile bazı doğal limitleri bulunmaktadır.
Örneğin ısı iletiminde kullanılan sular deniz seviyesinde 100 oC’de kaynamaya
başlar ve dolaşım hattında basınç ve genleşmeye neden olur. Termal yağlar ise
ısındıkça ısı iletim katsayıları verimlilik kaybı yaşar. Su ve yağ ile çalışan
kapalı sistemlerin bakım onarım maliyetleri de yüksek olup kullanıldıkça faydalı
ömürlerini kaybeder ve sarf malzeme gibi yenilenmeleri gerekir.
Özetle sıvılar ile enerjiyi iletmek istediğimizde ısıyı düşürmek zorunda
kalırız. Oysa gazlar sıvıların aksine ısıyı çok daha verimli taşıyabilirler.
Kompost gübre üretim süreçlerinde transfer edilen ısı enerjisi, ısı değiştirici
ekipmanlar aracılığı ile sıvıya aktarıldıktan sonra üretim hattında yeniden katı
atık üzerinden havaya transfer edilir. Özellikle atık ısıların geri kazanımı
yapılan kojenerasyon tesislerinde, ısı enerjisinin önce havadan sıvıya sonra
yeniden havaya transfer edilmesi ve bu aşamalarda oluşan soğurma kayıpları
nedeni ile büyük verim kayıpları yaşanır. Bu durumda sorulması gereken soru
kompost gübre tesislerinde ihtiyaç olunan enerji doğrudan havadan havaya
transfer edilemez mi?
EFE Endüstri ve Ticaret A.Ş. ile PHONUS Ltd.’nin 2019 senesinde birlikte
gerçekleştirdiği ARGE çalışmasında yukarıda bahsettiğimiz sorunun çözümü havadan
havaya ısı transferi gerçekleştiren biyoreaktör makinaların üzerine bütünleşik
ısı modülleri tasarlanarak sağlanmıştır. Yazımızın ana temasını oluşturan bu ısı
modülleri biyoreaktör sisteminin ceket ısıtma kanalları ile de entegre çalışır.
Ortalama 1,5 MWh kapasiteli gaz motorlarının egzozlarında - 750 kWh enerji
potansiyeli olan 400 °C ve - 15.000 m3/h kapasiteli bir gaz çıkışı serbestçe
atmosfere yayılır. Geleneksel kojenerasyon uygulamalarında bu ısı su ya da yağ
gibi akışkanlara transfer edildikten sonra kompost/gübre üretiminde
kullanılmaktadır. Geliştirilen yenileşimci sistem egzoz ısısını özel bir ısı
değiştirici yardımı ile doğrudan atmosferden emilen taze ve temiz havaya
transfer eder.
Müteakiben ısıtılan bu temiz hava kompost biyoreaktörünün ceketinde gezdirilerek
kompostun termal ısısını 70 °C kadar yükseltir.
Ancak tasarımın özgün yanı olan açık uçlu iletim kanalları sayesinde üretim
esnasında kompostun içine aktarılan sıcak temiz hava mikroorganizmalar için
aerobik stabilizasyon da sağlar. Yine aynı sıcak hava atık içindeki su ile
etkileşime geçerek gübre hammaddesinin oluşan su buharını reaktörden
uzaklaştırmak için gereken pozitif basıncında kaynağıdır.
Bu sayede makinanın termal hijyenizasyon ile kurutma fonksiyonları aynı anda
yönetilebilirken oluşan buharı uzaklaştırmak için ilave bir aspirasyon fanına da
gerek kalmaz. 2019 yılında patent başvurusu yapılan bu yenilikçi tasarım hem
ülkemizde hem de Dünya da kullanılan gübre üretim sistemleri arasında birçok
ilki içinde barındırması bakımından da oldukça kıymetlidir.
İzmir Ödemiş ilçesinde faaliyet gösteren BİOSUN Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi
bu yenileşimci kojenerasyon teknolojisini dünyada ilk kez başarı ile uygulayan
işletme olmuştur. Tesiste bulunan iki adet faal kompost biyoreaktörü yine aynı
tesis içinde üretilen biyometanı elektriğe dönüştüren gaz motorlarının
egzozlarına entegre edilmiştir. Yaklaşık 100 metreye kadar taşınabilen egzoz
gazının biyoreaktör girişindeki ısı değeri ortalama 407 °C ölçülmektedir.
Reaktör içini kısa sürede 70 °C ısıtmaya yeten bu değer ısı modülü çıkışında ise
halen ortalama 300 °C ısı değeri ile müteakip başka uygulamalar için enerjisini
koruma devam etmektedir. Havadan havaya ısı transferi yöntemin en büyük avantajı
egzoz çıkışında oluşan yüksek ısıyı daha düşük bir ısı değerine indirgemeden
doğrudan %70 nemli gübrelerin 24 saat içinde %85 kuruluğa hızlıca getirilmesine
imkân tanımasıdır. Isı aktarmada kullanılan atmosferik hava sayesinde sistemde
termal sular ya da yağlar gibi sarf malzemelere ihtiyaç duyulmaz, çevreyi
kirletmez, atık oluşturmaz.
Biyoreaktör üretimi sonunda kalan atık ısı enerjisi ise meyve-sebze kurutmadan
iklimlendirme uygulamalarına kadar birçok yenilikçi trijenerasyon uygulamasında
kullanılma potansiyeline sahiptir ve değerlendirileceği günü beklemektedir.
Ödemiş BİOSUN Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi Kompost Biyoreaktöre Egzoz Gazı
Bağlantı Uygulaması